Yeni geldik almanyadan… dayimin hediye ttigi kitaplari kitapliga yerlestirdim ilk is.. biseyler atistirdik..beyzayi uyuttum oguzda obur koltukta uyuda kaldi.. Ve anca alabildim bilgisayari elime… yol boyunca yazmaya sabirsizlandigim bes gunu yazmaya neresinden baslayacagimi bilmedigim gibi ayrintilari unutmus olmaktan da kelimenin tam anlamiyla korkuyorum.. Cunku hayatimda gecirdigim en guzel tatillerden biriydi.. bi keresinde bi gazetenin kose yazisinda tatil kelimeisnin atalet kokunden geldigini ve ataletin tembellik oldugunu okumustum.. musluman tatildeykende guzel seyler yapmali tembelligin disinda guzel isler basarmaliymis.. ne kadar dogru bir yaklasim.. cunku bizim tatilimiz bi yerlerde bi otellere gidip kimsesiz mis gibi oyle yapayalniz olmuyor olamiyor.. olmamalida bence… cunku sila i rahim hem emredilen hemde fitraten ihtiyac duyulan bir durum.. Yeni geldik almanyadan… dayimin hediye ttigi kitaplari kitapliga yerlestirdim ilk is.. biseyler Sadede gelmemi mi istiyosunuz, hay hay..oguzun dayisini ziyarete gittik bu tatil… belcikadan ikibucuk saatlik bir araba yolculugu sonucu dayimlarin dagin tepesindeki evine ulastik.. sasirdik biraz cunku araba bile cikmadi kardan .. daga yerlesimyeri kurulmus gibi bi yer.. koy desen koy degil.. arabayi biryere koyup eve TIRMANDIK adeta.. boylesini beklmedigimi itiraf etmeliyim) Bizi bu bes coocuklu ailenin iki numarali kizi hatice karsiladi.. hatice 21 yaslarinda cocuklugundan beri zayif denilebeilecek kiloda kut uzun sacli 1. 60 boylarinda bir universite ogrencisi.. annesinin dedigine gore 2800 kilo dogmus .. hosgeldiniz dedi sicacik gulumsemeyisle bizi eve davet etti. henuz yengemle dayim gelmemisler..uzunca bir salona girdik.. hatice disardan odun getirdi hemen odun sobasini tutusturdu ve eve yaklasik on dakikada firin gibi oldu.. beyza pek bi sevindi bu ise… kocaman ve sicacik olan bu evda sanki yillardir yasiyormus gibi hemen etrafi karistirmaya basladi.. Deken evin uc numarali kizi elif beline kadar uzun siyah saclarini savuruarak ve gulumsenin cok yakistigi tatli yuzuyle iceri girdi.onbes yasinda alimli mi alimli bir lise ogrencisi..az konusan ama orjinal espriler yapabilen bi kiz.. tanidikca sevecegin sevdikce tanimak isteyebilegen bir ergen) Derken yengemle dayim ve bes numarali kizlari beyza ( evet beyzalar duble oldu) geldiler.. ilk kez gordugum bu insanlarla tanismadan once belkide dogal bir tedirginlik yasiyordum..kibar konusmasi hep ama hep gulen yuzu ve gozlerinin aynalik yaptigi tertemiz yuregiyle yengemi ve sert durusunun ardindaki sevecenmi sevecen olan dayimi taniyinca tedirginligim yerini neseye ve sanki kendi evimdeymisim gibi rahat olma istegine birakiverdi.. Nelermi yaptik orda bi kere beyza bes aieleli kalabalik bir ailede olmanin tum guzelliklerini yasadi bes gun.. kucaktan dusmedi.. herkes onu sevdi,o evin beyaz kedisi boncukla kapisti durdu.. arada arka bahceyede cikmayi ihmal etmedi.. dayimin kendisi yemek yemeden once mutlaka ugradigi kumesteki tavuklari gordu.. kurta dokundu sonra.. kurtta onu sevdi ..guvercinlere bakti mutfagin bahceye bakan penceresinden..biraz buyusemde onlari ben yemlesem dye duusndu zannimca.. Hele adasini cok ama cok sevdi.. dokuz yasindaydi buyuk beyza.. buyuk beyza dedik ya ona hemen buyuyverdi oda.. beyzayi dokuz yasindaki bir coocugun bebek tutmasi gibi tuttu hep.. salladi durdu..) ama merak etmeyin bizim beyza pek bi mmnundu bu halinen beyzadan onu almak isteyince agliyor gene onun yanina gitmek istiyordu..::.. bizde oh olsun sana sen zaten rezillige alismissin d eyip geri veriyorduk buyuk beyzanin kucagina.. cokda umrundaydi ya ikisininde..:)) Sonra bi aksam ailenin en buyuk kizi salihanin evine gittik aksam yemegine .. saliha henuz ondort aylik evli.. cicegi burnunda denilebilir yani.. orda yengemin babasi emekli bir ogretmen edasiyla konusan ahmet amcayla esi sedef teyzeyle tanistik.. onun anlattiklari sozu sohbeti hali tavri ayri bir yazi konusu olmali bence.. diinden bal damlar bazi insanlarin oyle iste. sUstum ve onu dinledim aksam boyu… Daha ne mi yaptik.. kaymaya gittik evin arkasina.... kar o kadar coktu ki kayamadik kizaklar kara batti ..bizde karda yuvarlandik yerine ..kar attik ,kara battik ,kara baktik karla oynanancak her oyunu oynadik ama karin bize oynadigi soguk oyunu unuttuk.. birazcik rahatsizlandik.. usuduk.. olsun her dakikasi degerdi genede.. Aksamlari tv izlemedik .. ne iyi yapmisiz ..bi aksam isim sehir oynadik..almanyada buyumus olanlarin turkceleri daha az olurmus tr de ytisenlerden..hayir yanlis diyorum ben.. cunku isim sehirde haticeye yenildim ben … turkceye oyle hakim ki eminim almancayada o kadar hakimdir.. oyle olmasa sinifinda sinif baskani olmazdi ddedim kendi kendime.. Birde avrupada yetisen coocular daha farkli olurmusmus ahlak yonunden… hayir bu cocouklar o yondende cok ozeldiler.. tr de yetismis bi cok cocuk saygi husuunda ellerinde su dokemez.. Nasil bir aile anlatamam ben size . gercekten anlatamam cunku o manevi tat sadece yasanilarak tadilir.. orda kaldigim bes gunde sasirtan bu tur her olumlu sey oldugunda sebbini aradim… yani neden bu cocuklar bu kadar guzel bu aile bu kadar tatli dedim hep?, ve kendi kanaatimce evin esmer emel sayini ,hanifedensisinin yillara yayilmis buyuk ozverisinde karar kildim.. o kadar guzel bir annein elbetteki boyle altin coocuklari olacakti… Vedalasip a onlara el sallarken aklimda tek o soru vardi…acaba diyordum. Bende boyle ektigininden meyve yenilen bir bahcivan mi olacagim ve ben gormesem bile geriye guzellik birakarak mi olecegim??