Çocuk Yetiştiriyorum

Sentezler Mahallesi

FIRARPEREST SENTEZLER MAHALLESINDE

 

Butun kitaplarini merakla ve heeycanla okurum Elif Safak’in.Kimisi Kimisinden daha guzel gelir ama kitap bitip son sayfayi kapattigimda sevdigimden ayrilmis gibi olurum her kitabinda.Tadi damagimda kalan bir sohbeti sonlandirmis gibi…

 Beyza’nin iki gun once dis cikarmaya baslamasiyla ailecek daha az uyumaya basladik...Sabah erken uyaniyoruz,gun icinde insaf ederse, kendisi uyumak suretiyle ,bana da uyuma firsati veriyor.bende bazen uyaniklik yapiyorum. Kuveti doldurup yorucu bir banyodan sonra uyutuyorum Beyzayi.

Bugunde oyle yaptim.Beyza uyuduktan sonra bende bi kac sayfa okuyup gozumden akan uykuyu sonlandirmak istedim.fakat okudugum kitaptaki bolum cok ama cok hosuma gitti.

 Firarperest’in sondan bir onceki bolumu ‘Sentezler mahellesinde” ne guzel yansitmis yazar Avrupadaki turklerin dunyasini. Avrupada yasayan bir turk olarak daha bir ilgiyle okudum ve gozumden uyku akmaya devam etsede kalkip bu bolumu yazip paylasmadan edemedim.

Avrupada buyuk sehirlerin birinde ,diyelim ki Berlin’de,Londra’da,Bruksel’de yasanan bir sahneyi anlatacagin sizlere.Gercek hayattan bir kare.Turklerin cogunlukta oldugu bir semtteyiz.Her ne kadar Faslilar,Cezayirliler,Tunuslular ve Ruslar da olsa etrafta ,burasi genellikle “Turk mahallesi” diye biliniyor.

Tum bakkallar,berberler,lokantalar ,manavlar,kasaplar… Burada herkes ve hersey tanidik.Vitrindeki yazilar Turkce.Donerden sumuhallebisine her sey var burda.Duvarlarda posterler( Yilmaz Guney,Deniz Gezmis yada uc ay onceden kalma bir konser afisi…),yazilar,karalamalar.Duvar yazilarinin kimisi siyasi icerikli,kimisi gayet apolitik (“Sevda Gulu Sever Gider/Ozcan)”; boyle yaziyor bir duvarda).Dusunmeden edemiyorum,bir garfiti sanatcinin buraya gelmesi ne guzel olurdu.birde kitap yapardi ardindan.Ismi “Gurbet Grafiti.” Marketlerde Turk gazeteleri satiliyor.Girdigim bir bakkalin raflarinda Ask,Araf,Mahrem ve Siyah Sut goruyorum.Yalniz Ask’in kapagi bir garip.Eflatuna calmis;Pembesi kaymis.Belli ki korsan.Diger kitaplarim ise,ne hikmettir bilmem,gercek baski.Yasal.Yasal kitaplarin onunde ,biyikli,gulec yuzlu,orta yasli bakkal efendi ile fotograf cektiriyoruz.Cerceveleyip duvarina asacagini soyluyor.Sonra bana kahve ve Siirt bali ikram ediyor.Kahve o kadar sert ve koyu ki,bir yudum alir almaz canhiras halde bala yapisiyorum,bal o kadar tatli ki gene kahveye sariliyorum.Demek bu isin sirri bu.Aci ve tatli bir arada.Ve ben  Avrupa’nin orta yerinde bir bakkal taburesinde oturup,hikayeler dinliyorum otuz senedir burada yasayan vatandaslardan.
 Her seyin birbirine donustugu ,kati olan her maddenin buharlastigi bir yer burasi.Marx yasasaydi da gorseydi…
 Bakkaldan cikinca mahallede turlamaya devam ediyorum.Oglan cocouklari misket oynuyor.Kizlar ip atliyor.Beyazpeynir,siyah zeytin,gullu lokum,hatta memleketten yeni gelmis pastirma bile var…Bir dukkanin vitrininde aynen soyle yaziyor:”Bayanlara kilo hapi geldi.Bes gunde zayifla!”
 Bu asker komutu karsisinda bir an irkiliyorum.”Bes gunde zayifla ,zayiflamazsan vay haline!” emrinin hemen altinda bir baska yazi var,keceli kalemle buyuk harflerle yazilmis.”Lastik kacirmayan dirayetli corap.Mujde!”.Corabin adi mi “Mujde” yoksa varligi mi bilmiyorum ama defterimi cikarip not aliyorum.Bu lafi unutmamam lazim.”Lastik kacirmayan dirayetli bir corap” olmak oyle kolay bir sey degil.Herkesin harci degil.Kendime ornek aliyorum.Dayanamayip iceri giriyorum.Kasadaki adam once benimle Ingilizce/Almanca/Fransizca konusmaya basliyor.Ben turkce cevap veriyorum.
 Guluyor agiz dolusu.Guluyor gozlerinin ici.”Aman be abla bende seni Turist sandim”.”Turist sandim” dedigi ,beni o ulkenin vatandasi sandi.Avrupanin orta yerinde Avrupalilara “turist”diyoruz ya,aman Sarkozy duymasin.Dedim ya herseyin birbirine karistigi ,kocamen ve rengarenk bir sentezler mahallesi burasi.
 Sohbet ediyoruz.Buraya geleli 27 sene olmus.Pek fazla dil ogrenmemis.”Cat pat meram anlatiyoruz iste”.Bunca sene Turk mahallesinden pek cikmamis.Ama cocuklari oyle degil.Onlar uc dil konusuyorlar catir catir,hepside anadilleri gibi.Kurtce ,Turkce ve o ulkenin dilini.”Gencler baska” diyor.”Simdiki nesil sansli”.Insanimiz oyle yaratici ki…Pratik ,girisken, tezcanli…Gittigi heryere sevdasini goturuyor.Aliskanliklarini.Avrupada yasan Tukrler hakkinda daha iyi arastirmalar yapilmasina ihtiyac var.Buradaki akademisyenler sikayet ediyor.”Ne zaman bir Ingiliz arastirmaci Ingilteredeki Turkleri incelemek istese,atlayip Turk gettosu Haringey’e gidiyor.Ne zaman bi Allman akademisyen turkler hakkinda rapor hazirlasa Kreuzberg’e gidiyor.Oysa hem Ingilterede hem Almanya’da Turkler aslinda heryerdeler.Sadece ‘getto’ da yasamiyorlar ki.Getto’da yasayanlar sadece daha yoksul,daha mahrum olanlar.Geri kalan Turkler hemen her semtteler:kimileri orta sinif mahallelerde,kimileri sehir disinda ,kimileri luks semtlerde yasiyor.Ama arastirmalar bi cesitliligi yansitmiyor.
 Turk mahallesinde dolasiyorum.Kolumun altinda zeytin,peynir, pastirma.Eyup’e mesaj atiyorum:”Ask dedigin lastik kacirmayan dirayetli bir corap gibi olmali”
 Bir dakika sonra cevap geliyor:
“Elif ne ictin?”
“Kahve”diye cevapliyorum.”Hem de ne kahve…”



Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol